Bölgesel Ticaret Dinamikleri: 2025-2026 Performans ve Risk Analizi
Küresel ticaret dinamikleri homojen bir yapı sergilememektedir. Bölgesel performans farklılıklarını anlamak, küresel ekonomideki fırsat ve risk alanlarını tespit etmek için hayati öneme sahiptir. 2025'in ilk yarısı, bölgeler arasında belirgin ayrışmaların yaşandığı bir dönem olmuştur.
İhracat Performansı
2025'in ilk yarısında mal ihracatı, Asya'nın liderliğinde güçlü bir performans göstermiştir. Yıllık %10,4'lük büyüme oranıyla Asya, küresel ticaretin motoru olmuştur ki bu performans, bölgede yoğunlaşan yapay zeka odaklı teknoloji harcamalarıyla doğrudan ilişkilidir.
Güney ve Orta Amerika (%7,4) ile Afrika (%6,3) da kayda değer büyüme oranları yakalamıştır.
Orta Doğu bölgesi %3,7 oranında büyürken, Kuzey Amerika (%3,0) daha ılımlı bir artış sergilemiştir. Buna karşılık, Avrupa (-%0,3) durağan kalmış ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) bölgesi (-%1,5) ise düşüş yaşamıştır.
İthalat Performansı
İthalat tarafında da benzer bir bölgesel ayrışma gözlemlenmiştir. 2025'in ilk yarısındaki ithalat büyüme oranları aşağıdaki tabloda özetlenmiştir:
| Bölge | İthalat Büyümesi (Yıllık, 2025) |
| Güney Amerika | % 14,7 |
| Afrika | % 13,7 |
| Kuzey Amerika | % 9,4 |
| Asya | % 5,8 |
| Orta Doğu | % 5,1 |
| Avrupa | % 2,4 |
| BDT | % 2,2 |
Tablo, Güney Amerika ve Afrika'nın ithalat talebinde ne kadar güçlü bir artış yaşadığını ortaya koymaktadır. Kuzey Amerika'nın ilk yarıdaki %9,4'lük güçlü büyümesi, birinci çeyrekten ikinci çeyreğe yaşanan %13,9'luk keskin düşüşle gölgelenmektedir. Bu düşüş, tarife beklentileriyle öne çekilen alımların geçici etkisinin sona erdiğinin ve bastırılmış talep döneminin şimdiden başlamış olabileceğinin ilk somut kanıtıdır. Avrupa ve BDT bölgeleri ise en yavaş ithalat büyümesini kaydeden bölgeler olmuştur.
Genel görünümde, Kuzey Amerika'nın 2025 ve 2026 yıllarında dünya mal ticareti büyümesine negatif katkı yapması beklenmektedir. Asya'nın 2025'teki güçlü pozitif katkısının ise 2026'da önemli ölçüde azalacağı öngörülmektedir. Buna karşılık, Avrupa ve dünyanın geri kalanının her iki yılda da ticaret genişlemesine mütevazı pozitif katkılar yapması beklenmektedir.
Hizmet Ticareti Görünümü ve Dolaylı Etkiler
Hizmet ticareti, doğrudan gümrük tarifelerine maruz kalmasa da, küresel ekonomik dalgalanmalardan muaf değildir. Mal ticareti ve üretimle olan güçlü bağlantıları nedeniyle, bu sektördeki yavaşlamalardan dolaylı olarak etkilenmektedir. Bu nedenle hizmet ticaretinin görünümü, genel ekonomik sağlığın önemli bir göstergesidir.
DTÖ'nün hizmet ihracatı büyümesine ilişkin revize edilmiş tahminleri, mal ticaretindeki yavaşlamaya paralel bir eğilim göstermektedir:
- 2024: %6,8
- 2025 Tahmini: %4,6'ya yavaşlama
- 2026 Tahmini: %4,4'e yavaşlama
Bu tahminler, hizmet sektörünün hem dayanıklılığını hem de mal sektörüne olan bağımlılığını yansıtan önemli bir nüans içermektedir. Hizmet ticaretinin bu göreceli dayanıklılığı, tarifelerden doğrudan etkilenmemesinin yanı sıra, dijital hizmetler gibi daha az konjonktürel dalgalanmaya maruz kalan alt sektörlerin artan ağırlığından kaynaklanmaktadır. Mevcut projeksiyonlar, tarife artışlarının etkisini içeren Nisan tahminlerinden daha güçlü, ancak tarife etkilerini tamamen dışlayan temel senaryodan daha zayıftır.
Stratejik Sonuç ve Geleceğe Bakış
Bu analiz, küresel ticaret ortamının karmaşık ve dinamik bir yapıya sahip olduğunu ortaya koymaktadır. 2025 yılında gözlemlenen ve beklentileri aşan dayanıklılık, büyük ölçüde öne çekilmiş alımlar ve teknoloji harcamaları gibi geçici faktörlere dayanmaktadır. Bu durum, 2026 yılı için önemli aşağı yönlü riskler barındıran kırılgan bir tablo çizmektedir.
Analizden çıkan üç temel stratejik çıkarım aşağıda özetlenmiştir:
Gecikmiş Tarife Etkisi
2025'teki olumlu tablo, daha yüksek gümrük tarifelerinin kaçınılmaz olumsuz etkilerini ortadan kaldırmamış, yalnızca ertelemiştir. Öne çekilen alımların yarattığı kısa vadeli talep artışı, 2026'da yerini tarifelerin tam yıl boyunca hissedilecek baskılayıcı etkisine bırakacaktır. Bu, 2026'da ticaret büyümesinde beklenen keskin yavaşlamanın ana nedenidir.
Büyümenin Motorlarında Stratejik Ayrışma
Bölgesel veriler, küresel ticaretin motorlarında belirgin bir ayrışma yaşandığını teyit etmektedir. Asya'nın ihracat liderliği ile Güney Amerika ve Afrika'nın dinamik ithalat talebi, bu yükselen piyasaların küresel büyümedeki artan önemini vurgulamaktadır. Buna karşılık, Avrupa gibi yerleşik pazarların durgunluğu ve Kuzey Amerika'nın büyümeye negatif katkı yapma potansiyeli, küresel dengeler açısından yeniden değerlendirilmesi gereken bir yapısal kaymaya işaret etmektedir.
Teknoloji ve Makroekonomik Koşulların Geçici Rolü
Yapay zeka gibi teknolojik mega trendler ve 2025'te gözlemlenen elverişli makroekonomik koşullar, ticaret için güçlü bir kısa vadeli destek sağlamıştır. Ancak bu desteğin, 2026'da küresel ekonominin genel olarak soğuması ve mali politikaların sıkılaşmasıyla birlikte azalması beklenmektedir. Bu faktörlerin geçici doğası, 2026'ya yönelik temkinli duruşu güçlendirmektedir.
Sonuç olarak, küresel ticaret ortamı belirsizliğini korumaktadır. Politika yapıcılar ve iş dünyası liderleri, 2025'teki olumlu havaya aldanmadan, 2026'da beklenen yavaşlamaya karşı proaktif stratejiler geliştirmelidir. Özellikle yapay zeka odaklı teknoloji patlamasının sürdürülebilirliği yakından izlenmeli ve Kuzey Amerika'dan beklenen negatif katkı ışığında küresel tedarik zinciri bağımlılıkları yeniden değerlendirilmelidir.
Kaynak: Global Trade Outlook and Statistics - WTO - Update: October 2025