Yapay Zekâ Gelişmeleri ve Uluslararası Dengesizlikler
Kamuyu Aydınlatma ve Hesap Verebilirlik Mekanizması
Çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) raporlama çerçevesiyle ilgili deneyimlerden yararlanarak bir yapay zeka kamuyu aydınlatma mekanizması oluşturmak, hesap verebilirliği artırmaya ve küresel taahhütlerin somut sonuçlara yol açmasını sağlamaya yardımcı olabilir.
Böyle bir mekanizma; ortak dijital kamu altyapıları, açık inovasyon ve kapasite geliştirme girişimlerinin geliştirilmesinde uluslararası işbirliği ile birlikte, kapsayıcı ve eşitlikçi yapay zeka gelişiminin teşvik edilmesine yardımcı olabilir.
Teknoloji Devlerinin Etkisi ve Kamu Yararına Politika İhtiyacı
Yapay zeka neredeyse her yerde kullanılabiliyor ve etkisini sınırların ötesine taşıyor. Yine de gelişimi büyük ölçüde birkaç teknoloji lideri tarafından yönlendirilmektedir. Bu nedenle hükümetlerin, gelişiminin kamu yararına hizmet etmesini ve herkese fayda sağlamasını sağlayacak politikalar oluşturması gerekiyor.
Uluslararası yapay zeka yönetişim girişimleri gelişmiş ülkeler tarafından yönlendirilirken, birçok gelişmekte olan ülke, yapay zekanın geleceğinde önemli payları olmasına rağmen, yörüngesi üzerinde sınırlı etkiye sahiptir.
Küresel Yapay Zeka Yönetişiminde Dengesizlik Riski
Böyle bir dengesizliğin küresel yönetişimin meşruiyetini ve etkinliğini zayıflatması ve yapay zekayı küresel bir kamu malı olarak teşvik etme çabalarını engellemesi riski vardır.
Kapsayıcı ve çok paydaşlı bir yaklaşım, yapay zekanın herkes için erişilebilir ve faydalı olmasını sağlamak ve aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmayı ilerletmek için inovasyonu teşvik etmek için gereklidir.
Yapay Zeka Gelişimi İçin Uluslararası İşbirliğinin Önemi
İnovasyonu teşvik ederken herkes için fayda sağlamak, gelişimini ortak hedef ve değerlerle uyumlu hale getirmek için hesap verebilirlik mekanizmalarını küresel yapay zeka yönetişimine dahil etmeyi gerektirir. Buna ek olarak, özellikle yapay zeka dönüşümünün üç temel itici gücü olan dijital altyapı, veri ve beceriler konusunda uluslararası işbirliği kritik önem taşımaktadır.
Çok Uluslu Teknoloji Devlerinin Yapay Zeka Üzerindeki Hakimiyeti

Özel Sektörün Gücü ve Oligopol Riskleri
Özel sektör uzun zamandır teknolojik inovasyonu yönlendirmektedir, ancak yapay zeka konusundaki mevcut anlayış ve kontrol seviyesi daha önce görülmemiştir. Çok uluslu teknoloji liderlerinin hâkimiyeti önemlidir ve pazar gücünün yoğunlaşması nedeniyle bir oligopol olarak kabul edilebilir.
Büyük Teknoloji Şirketlerinin Stratejik Satın Almaları
- 2014: Alphabet, DeepMind’ı satın aldı.
- 2019: Microsoft, OpenAI ile ortaklık kurdu.
- 2022: Microsoft, Nuance Communications’ı 19 milyar dolara satın aldı.
Bu şirketler aynı zamanda büyük ve değerli veri setleri oluşturarak rekabet avantajlarını artırmaktadır.
Yapay Zeka Pazarında Değer Yoğunlaşması
Apple, Nvidia ve Microsoft’un her biri 2024 yılı sonunda 3 trilyon doların üzerinde piyasa değerine ulaşmıştır. Bu değerler, Afrika kıtasının veya Birleşik Krallık'ın GSYH'si ile karşılaştırılabilecek düzeydedir.
Kamu vs. Özel Yatırımlar
- 2021'de küresel özel sektör yapay zeka yatırımları 340 milyar doları aştı.
- ABD Hükümeti (Savunma hariç): 1,5 milyar dolar
- Avrupa Komisyonu: 1,1 milyar dolar
- Çin Devleti: 210 milyar dolar (10 yıllık süreçte)
Yapay Zeka Yeteneklerinin Özel Sektöre Kayması
Kuzey Amerika’daki üniversitelerden doktora mezunlarının sanayiye geçiş oranı %21’den %70’e çıkmıştır (2004–2020). Özel sektör ayrıca yapay zeka modellerinin büyük çoğunluğunu üretmektedir.
Etik Sorunlar ve Kamu Politikasına Müdahale Riski
Piyasa hakimiyeti, toplumları optimal olmayan kalkınma yollarına yönlendirme riski taşır. Kâr odaklı firmalar, önyargı, yanlış bilgilendirme ve şeffaflık eksikliği gibi etik sorunları göz ardı edebilmektedir.
Teknoloji Şirketlerinin Politika Üzerindeki Etkisi
Şirketler giderek daha fazla politika ve regülasyon süreçlerini şekillendirmekte ve kamu çıkarları ile özel çıkarlar arasındaki dengeyi bozabilmektedir.
Uluslararası Antitröst Soruşturmaları ve Küresel Gözetim İhtiyacı
Almanya, Hindistan, Japonya, Kore Cumhuriyeti, Birleşik Krallık, ABD ve AB gibi ülkeler antitröst soruşturmaları başlatmıştır. Ancak gelişmekte olan ülkeler, düzenleme ve yaptırım uygulama kapasitesi bakımından geride kalmaktadır.
Daha güçlü uluslararası yönetişim ve eşgüdümlü gözetim, bu boşlukların kapatılmasına ve politikaların tutarlı hale getirilmesine katkı sağlayabilir.