Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinde Kaydedilen İlerlemeler
Birleşmiş Milletler tarafından 2015 yılında kabul edilen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH), küresel ölçekte daha adil, sürdürülebilir ve yaşanabilir bir dünya yaratmayı amaçlamaktadır. İlk yıllarda bu hedeflere yönelik bazı olumlu gelişmeler kaydedilmiş olsa da, ilerlemenin hızı ve kapsamı, hedeflerin 2030 yılına kadar gerçekleştirilmesi için yeterli görünmemektedir.
Aşırı yoksulluk ve çocuk ölümlerinde azalma sağlanmış, HIV ve hepatit gibi hastalıklarla mücadelede ilerleme kaydedilmiştir. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda bazı olumlu adımlar atılmış, en yoksul ülkelerde elektriğe erişim artmış ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanım oranı yükselmiştir. Ayrıca, küresel işsizlik oranı 2008 mali krizinden bu yana en düşük seviyelere gerilemiş, deniz koruma alanlarının kapsamı ise beş yıl içinde iki kattan fazla artmıştır. Ancak bu kazanımların çoğu kırılgan bir yapıya sahiptir ve ilerleme hızı, hedeflere ulaşmak için yeterli değildir.
Son üç yıl içinde COVID-19 pandemisi, Ukrayna’daki savaş ve iklimle ilgili felaketler, zaten yavaş olan ilerlemeyi daha da geriletmiştir. Güncel verilere göre, yaklaşık 140 hedefin yarısı orta veya ciddi derecede aksama göstermekte, yüzde 30’undan fazlası ise ya hiç ilerleme kaydetmemiş ya da 2015 yılındaki başlangıç seviyesinin altına gerilemiştir.
2030’a Doğru Umut Verici Olmayan Bir Tablo
Mevcut eğilimler, 2030 yılında 575 milyon insanın hâlâ aşırı yoksulluk içinde yaşayacağını ve ülkelerin yalnızca üçte birinin ulusal yoksulluk seviyelerini yarıya indirme hedefine ulaşabileceğini göstermektedir. Dünya, 2005’ten bu yana görülmemiş açlık seviyelerine geri dönmüş, gıda fiyatları ise birçok ülkede 2015-2019 dönemine kıyasla daha yüksek seyretmektedir.
Cinsiyet eşitliği alanında ise yasal güvence sağlanması ve ayrımcı yasaların kaldırılması mevcut hızla 286 yıl sürecektir. Eğitimdeki yetersiz yatırımlar ve kayıplar, 2030 yılına kadar yaklaşık 84 milyon çocuğun okula erişememesine ve 300 milyon çocuğun okuma yazma bilmeden eğitim hayatını tamamlamasına neden olacaktır.
Doğaya Karşı Savaş ve İklim Krizi
İklim değişikliği, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin önündeki en büyük engellerden biri olmaya devam etmektedir. Küresel sıcaklık artışını 1.5 santigrat derece ile sınırlamak için gereken fırsat penceresi hızla kapanmaktadır. Karbondioksit seviyeleri, 2 milyon yıldır görülmeyen bir düzeye ulaşmış durumdadır. Mevcut ilerleme hızıyla, yenilenebilir enerji kaynakları 2030 yılında enerji ihtiyacının yalnızca bir kısmını karşılayabilecek, 660 milyon insan elektriksiz kalacak ve 2 milyar insan yemek pişirmek için çevreyi kirleten yakıtlara bağımlı olmaya devam edecektir.
Doğaya bağımlı bir yaşam sürmemize rağmen, ormansızlaşmayı durdurmak 25 yıl daha sürebilir ve birçok tür yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Bu durum, doğaya karşı yürütülen savaşın giderek şiddetlendiğini ve mevcut ekonomik sistemlerin dar görüşlülüğünü açıkça ortaya koymaktadır.
Küresel Adaletsizlik ve Kolektif Sorumluluk
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne yönelik ilerleme eksikliği, evrensel bir sorun olmakla birlikte, en büyük yükü gelişmekte olan ülkeler ve dünyanın en yoksul, en savunmasız insanları taşımaktadır. Bu durum, yüzyıllardır süregelen küresel adaletsizliklerin bir yansımasıdır. Daha adil ve sürdürülebilir bir gelecek için, küresel iş birliği ve kararlılıkla hareket edilmesi gerekmektedir.
2030 hedeflerine ulaşmak için zaman daralırken, mevcut sistemlerin yeniden değerlendirilmesi ve daha etkili çözümler üretilmesi hayati önem taşımaktadır.